Baba Yaga Efsanesi

Baba Yaga yarı iyilik ve yarı kötülük barındıran birisi. Baba Yaga adındaki cadı, hikayelerde genellikle ya tahtadan bir banka oturan ya da bir sobanın başında kendisini ısıtmaya çalışan kırış buruş yaşlı bir kadın olarak tasvir edilmektedir. Yolculuk ederken geniş bir havan topunun üzerine oturur ve elindeki havan tokmağıyla kendisini gökyüzüne doğru fırlatır. Uçarken ardında vahşi fırtınalar yaratır. Özellikle yakalayıp yiyebileceği küçük çocuklar arar. Bazı insanlar bakışlarıyla insanları taşa çevirdiğinde ve eve döndüğünde yemek için onları tekrar insana döndürdüğüne inanırlar. Baba Yaga yediği insanların kemiklerini, kendine insanların yüzlerce mil öteden bile ödlerini patlatacak korkunç görünüşlü ve tılsımlı bir ev yapmak için kullanır. Bahçesindeki çit öldürdüğü çocukların kafalarından dekore edilmiştir ve cadı onları fener gibi yakmaktadır.

Kötü kalpli yaşlı cadı ormanda dolaşmak için havan topu ile tokmağını kullanır. Orada ağaçların arkasına saklanarak önünden geçen her şeyden habersiz kurbanlarını pusuya düşürür. Baba Yaga efsanelerinden bazıları ona güller sunulursa cadının insanların isteklerini yerine getirdiğini söylerken çoğu hikayede de cadıya güvenilmemesi gerektiği hakkında uyarılar yapar.

Baba Yaga’nın evi, cadının bir emriyle etrafta koşarak insanları yakalayabilecek bir çift tavuk ayağının üzerinde durmaktadır.Baba Yaga, ormanda büyülü bir kulübede yaşayan ya karşılaştığı kişilere yardım eden, hapsedilen ya da onları yiyen Slav folklorundan bir cadıdır. O, Slav halk masallarının en ünlü isimlerinden biridir ve günümüzde onu kadın gücünü ve bağımsızlığını somutlaştıran biri olarak görenler arasında bir takipçi kitlesi bulmuştur.

Toplum normlarının dışında ve her zaman kendi kurallarıyla yaşadığı için, modern çağda kadınsı güç ve özgürleşme kavramını somutlaştırmaya başlamıştır. Kitaplar, filmler ve televizyon şovları bugün ona bu rolde atıfta bulunuyor ve tehditkar karakterini korumasına rağmen, kötülüğün kişileştirilmesinden ziyade giderek bir bilgelik ve güç kaynağı olarak görülüyor.

Baba Yaga, komut üzerine dönebilen veya yer değiştirebilen dört uzun tavuk bacağı üzerine inşa edilmiş bir kulübede yaşayan devasa, çirkin yaşlı bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sık sık sobasının üzerine örtülmüş ya da tüm genişliği boyunca kulübede uzanmış, büyük burnu tavana değecek şekilde görülür. Evinden çıkarken bir eliyle havan tokmağıyla havanı ezer, diğer elinde ise takip ettiği yoldaki izlerini silmek için kullandığı bir süpürge tutar.

Yazar Hakkında
Toplam 271 yazı
Üzgün Kiraz
Üzgün Kiraz
Yorumlar (Yorum yapılmamış)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×

Bir Şeyler Ara