
Geçmişin İzlerini Taşıyoruz
Merhaba sevgili üzgün kiraz okuyucuları bugün geçmişle ilgili bir yazı kaleme aldım. 🍒Geçmişin izlerini taşıyoruz her birimiz..
Hayatıma giren birçok kişi oldu her biri benim için önemliydi. İnsan zaman zaman özlüyor geçmişi, yaşanmışlıkları. Bazen tad almıyorum hayattan bir isyan var içimde. Beğenmiyorum bazı şeyleri üstadım olmuyor. Yeni hayatım iyi mi? Geçti. Bilmiyorum.
Biraz eski şarkıları dinledim, birazcık da çok aşıkken dinlediklerimi. Birkaç resim baktım, birkaç eski dostu düşündüm. Ha birazcık da ağladım. Hayatıma baktım. Her şey istediğim gibi değil . Sürekli artan bir ivmeyle yol alan. Ardıma baktım, gözlerim doldu. Üzdüğüm, kırdığım bir sürü insan. Özrümü de diledim halbuki fakat hâlâ karşılamıyor sanki olan durumu. Olması gereken bu mu? Yani bir şeyler olacak kırıp dökecez. Sonra toparlacak mıyız?
Biri benden özür dilese gider sarılırdım mesela. Biri bana “hatamı anladım” dese, eskisinden fazlaca severdim onu.
İnsan aniden kapı çalsın da eski bir arkadaş gelsin, göz göze gelip asla konuşmadan sarılsın istiyor. Gerçekten, sadece tek bir insanın beni kaybetmiş olduğu için üzüldüğünü görmek istiyorum.
Geçmişi düşünmek, geçmişe takılı kalmak çok kolay. Ne yaparsak yapalım geçmişi değiştiremeyiz. Geleceği düşünmekte kolaydır. Planlamak, tahminlerde bulunmak. Çoğu zaman bu ikisi arasında gider gelir aklımızdaki düşünceler. Geçmişin izlerini taşır bu düşünceler.
İnsanın doğası gereği, anlarında hep fazlasını istemesi, gereksiz sorunlar yaratması ve hep mutsuz olabilmeyi başarması. Ancak biraz zaman geçtikten sonra yaşadıklarını hatırlayıp hep “o” geçmişe özlem duyması… ve yine anından memnun olmayışı, bir devir daim örneği…Geçmiş öyle bir kavram ki insanın karşısına hiç ummadığı zamanlarda ama hep çıkıyor. 5 yıl hiç dinlenilmemiş, duyulmamış bir şarkıda, çok uzun zamandır izlenmemiş bir filmin durumla alakasız, komik bir sahnesinde, bir mekandaki kokuda, gidilen bir yerde, binilen dolmuşta, deniz kenarında, bir kayanın üstünde, tahta bir iskelede, yağmurda…Kurtulunması zor belki ama kişiden kişiye değişen bir durum da çıkıyor ortaya… Şöyle ki; geçmişini hatırlayıp mutlu olan bir insan gelecekten korkmaya başlıyor.
“ya eskisi gibi mutlu olamazsam” diye… ya da sevimsiz bir hayat sürmüş kişi unutmak istiyor olanları, gelecekten birşeyler bekliyor. Veya tam tersi oluyor ve küsüyor hayata.. çabalamıyor yaşam için…Geçmiş böyle işte… Kendi içinde paradokslar yaratan, unutulsa mı daha iyi olacak yoksa arada sırada dönüp bakılsa mı hâlâ daha karar vermediysen…
Geçmişin izlerini taşıyoruz.
Diğer yazılarımı okumayı ihmal etme..
Arkadaşlar her dönemde değişiyor. Arkadaşlıktan dostluğa dönebilmiş birileri benim hayatımda çok yoktur mesela. İyi arkadaş herkesin hakkı.
Teşekkür ederim yorumunuz için..Arkadaşlık başka bir boyut..
Geçmişiniz izleri bazen iz olmaktan çıkıp derin yaralara dönüşüyor maalesef :(. Bir yandan bırakıp yoluma devam etmek istiyorum bir yandan silemiyorum. Recep abinin dediği gibi iyi arkadaş hepimizin hakkı olmalı. Hepimize en azından birer ikişer iyi arkadaş vermeliler 🙂
Kesinlikle katılıyorum geçmişin izlerini her daim yanımızda taşıyacağız. Önemli olan geleceğimizi mahvetmek geçmişyle..