Resimde bir dağ var ve üzerinde bir insan. Niçin yaşıyorum sorusu

Niçin Yaşıyorum Sorusu

Bir insanın kendine sorduğu soru niçin yaşıyorum ben.

Kaybolan sen misin? yoksa akıp gitmiş yılların mi? Seni yıkan gerçekler mi? yoksa sana söylenen yalanlar mı? Seni ümitsizliğe düşüren sevdiklerin mi? yoksa inandıkların mı? Evet birçok insan kendisiyle ilgili şeyleri bilmek ve duymak ister.

İnsan anatomisi

böyle çalışıyor. Kariyer yapmak, çocuk sahibi olmak, para kazanmak, herhangi bir ideolojiye kendini adamak gibi pek çok şeyin arkasında hayatımızı anlamlı kılma çabası olduğunu biliriz. Dikkatli bir şekilde düşündüğümüzde yaşamımızdaki pek çok şeyi hayatımızı daha anlamlı kılmak için yaptığımızı görebiliriz. Birey anlamlı bir hayat yaşamıyorsa “varoluşsal boşluk” denilen durumu yaşar. “Çünkü ‘Niçin yaşıyorum?’ sorusu zihinlerimizi hiçbir dönemde bu kadar meşgul etmemişti. Yine Frankl’ın deyimiyle, insanlık olarak ‘Nasıl yaşarım?’ sorusuna büyük oranda cevap bulabildik. Salgın hastalıklarla baş edebiliyoruz, beslenme sorununu aştık, yaşam süremiz 50’lerden 90’lara ulaştı.Dolayısıyla da ‘Niçin yaşıyorum?’ sorusu daha çok gündemimize girmeye başladı. Bir robot çağının başındayız ve önümüzdeki yıllarda, şu anda bizi meşgul eden ya da oyalayan pek çok işi bizim yerimize robotlar yapacak. Bu durumda insanlık olarak ciddi bir boşluğa düşeceğiz. O günler geldiğinde anlam konusunu şimdi olduğunda daha fazla sorgulayacağız.” Ölümle karşılaşmak ve onun soluğunu ensemizde hissetmek, bizi bir dizi soruya muhatap kılar: Bugüne dek yaşadığım hayat, benim seçtiğim ve istediğim bir hayat mıydı? Önceliklerim bunlar mı olmalıydı? Ölüm farkındalığı hayatı daha anlamlı ve dolu dolu yaşayabilmek için bize bir kapı aralıyor. İnsan; tarih boyunca hakkında yargılamalar ve tanımlamalar yapılan, tüm felsefi akımlar, ideolojiler ve hatta sanat anlayışları tarafından bir kalıba sokulmaya çalışılan, tanım yapabilme eyleminin öznesi olan bir varlıktır. İnsan hakkında yapılan her tanım çabası, onu nesnelliğin kollarına iter ki insan, yalnızca nesnellik ile açıklanamayacak bir varlıktır. Başkalarının benim hakkımda yaptığı tanımdan daha önemli bir şey varsa; o da benim, kendi hakkımda ne dediğim, hayat anlayışımı nasıl ve neye göre şekillendirdiğimdir. Yalnızca algılarım değil, algılama biçimim de benim anlamlar kâinatındaki yerimi belirler. Bu bağlamda gerçeklik ve hakikat algım ve kendimi onların arasındaki ilişkiye göre nasıl konumlandırdığım, insan olmamın belirsizliğinin sisini bir nebze olsun dağıtır. Belirlenebilirliği mümkün olmayan insanı belirleme çabası, gerçeklik ve hakikat tanımlamalarının yapılabilir olmasına rağmen, boş bir çaba olarak kalacaktır. Asıl belirlenmesi gereken şey; insanın ne olduğu değil nasıl insan olunacağıdır.

Diğer yazılarımı okumayı ihmal etmeyin.

Yazar Hakkında
Toplam 270 yazı
Üzgün Kiraz
Üzgün Kiraz
Yorumlar (4 yorum)
BLoG Dedektifi
BLoG Dedektifi Yanıtla
- 2:35 pm

Gerçekten hakkını veren bir yayın olmuş… Emeğinize sağlık.
Yazdıklarınızda da size kesinlikle katılıyorum…

    Üzgün Kiraz
    Üzgün Kiraz Yanıtla
    - 2:37 pm

    Teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim. 🤗

      BLoG Dedektifi
      BLoG Dedektifi Yanıtla
      - 2:40 pm

      Rica ederim ne demek 😉

        Üzgün Kiraz
        Üzgün Kiraz Yanıtla
        - 2:49 pm

        😊

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×

Bir Şeyler Ara