Mezarlık ve gökyüzünde ki dolunay, en sevdiğin birisinin ölümü.

En Sevdiğin Birisi

En sevdiğin birisinin gözlerinin önünde ölmesi ne kadar kötü bir duygu. Yıllar geçse de hep bir anda geliveriyor. Gözünün önüne aynı duygu aynı çığlık aynı haykırış. O buğazına düğümlenen kelimeleri çaresizlik sarıyor, nefesin kesiliyor, geçmişe dalıp gidiyorsun. Bazen diyorsun ki neden böyle oldu neden neden..

Sonra hayatın bir filim şeriti gibi geçiyor gözünün önünden bir boşluğa düşünüyorsun. Sanki ne yapacağını bilmez hale geliyorsun. Birşeyi düzelteyim derken başka bir yerden başka şeyler çıkartıyor hayat önüne bir bakmışsın her şeye yetişiyim derken kendine geç kalıyorsun.

Sessizce ağlıyo­rsun biliyorum. Fakat adı olmayan bu sahne de, aynı anda hem ölüm hem hayatın bir kurban sahnesi olduğunu hatırlamalısın.

Bir anda her şey biter ve kimsenin önüne geçmeye gücünün yetmeyeceği sonsuzluk hükmünü ilan eder.

İşte o zaman geride kalanların acı gerçekle yüzleşmesi başlar.

Bir yanda gidenin ardında bıraktığı o kocaman boşluk, diğer yanda onu bir daha göremeyecek olmanın acı gerçeğiyle birikmiş anılar eşliğinde içsel bir savaşa tutuşuruz…

Kim ne derse desin, Cemal Süreyya’nın dediği gibi, “Her ölüm erken ölümdür!”

Bazıları için ise, ölüm gerçekten tüm anlamlarıyla erken ölümdür!

Hayattan alacağı henüz bitmemiştir.

Düşlerinin peşinden koşmak için zamana ihtiyacı vardır.

Daha yapacak çok işi, yürümesi gereken çok yolu vardır…

Kısacık ömrüne kocaman bir hayatı sığdırmış olması, hayatı dolu dolu ve hızlı yaşaması geride kalanları teselli etmeye yetmeyecek kadar erkendir gelen ölüm.

Ve giden kaç yaşında olursa olsun, ölümün o soğuk yüzünü hiç bir zaman sevdiklerimize yakıştıramayız.

Yazar Hakkında
Toplam 272 yazı
Üzgün Kiraz
Üzgün Kiraz
Yorumlar (Yorum yapılmamış)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×

Bir Şeyler Ara