
İniş Ve Çıkış
Elbette her an iyi hissetmek mümkün değil. Hayat iniş ve çıkışlarla doluyken ve biz insanlar da pek çok şeyi aynı anda hissedebilen varlıklarken sürekli iyi hissetmek ne mümkün ne de pratik. Neden mi? Mümkün değil çünkü İnsanın kendisini ve hislerini anlaması için zıtlıklara ve duygulara ihtiyacı var. Çünkü birlik ve denge hali ancak bu şekilde deneyimlenebilir. Örneğin iyinin varlığını kötüyü görünce anlarız. Tıpkı Antik Çin felsefesi Yin-Yang’in söylediği gibi siyah, kendini beyazın içinde belli eder. Pratik değil çünkü Dümdüz ilerleyen bir çizgi durağan ve sıkıcıdır. İlerlemek için hepimizin dalgalara ihtiyacı var. Yeter ki boyutları küçük olsun ve bizi yormadan bir sonraki aşamaya ulaştırsın.
Yeni maceralara yelken açıyorum, Yeni düşüşler büyük kaybedişler hatta yapacak olduğum tercihlerin sonuçlarını kocaman bir aptallık olacağı bu yeni hikâyede yine hayatımda enteresan bir şey olmayacak. Gözlerimi açtığım anda saçma sapan sorunlarla mücadele edeceğim, benden beklenen her neyse ona ulaşmak istiyorum.
Fakat İniş ve çıkışları bir türlü denk getirelemiyorum. Her ân düşecek gibiyim ya da her şeyi mahvedecek gibi, sonuç olarak ne yaparsam yapayım hep aynı döngü. Artık alışmalıyım diğer insanlar gibi olamayacağımı, daha detaylı açıklamak gerekirse eğlenceli biri değilim, sosyal biride değilim. Standartların tam altında biriyim. Yani bu da sonuçta bir süreç, insan doğuştan anlamıyor tabii veya kabullenemiyor eğlenceli bir insan olmadığını. Şimdi diyeceksin ki; eğlenceli olmak da nedir ya? dilim döndüğünce anlatayım. Bir ortama renk katamamaktır, bir hikayenin, bir hareketliliğinin olmayışıdır. Her şey olup bittiğinde, anılarda ilk akla gelen olmamaktır. bazen kendinden bile sıkılmaktır. Fotoğraflarda hep aynı pozu vermektir, dümdüz durmaktır. Videolarda üstüne far tutulmuş tavşan gibi bakakalmaktır. Anı yaşamaktan çok hep geleceği beklemektir. Kontrolü hep elde tutmayı istemektir, alışık olunmayan ortamlarda huzursuz olmaktır. yeni insanlara karşı temkinli olmaktır. Bazense dikkat çekmeyi, ilgi çekmeyi komik bulmaktır veya yargılamaktır. Belki de elitist bir küçümsemedir. İyi midir, kötü müdür bilmiyorum, belki zamanımızın dayatmalarından biridir eğlenceli olma isteği ya da düz adam olma hissiyatının iç sıkan hali. Belki karakter meselesi, belki de kabullenmektir, kendini aşamamaktır. Belki de daha büyük fikirleri olan, entelektüel ya da idealistlerin beceremeyeceği bir şeydir, eğlenceli olabilmek.